17 Eylül 2012 Pazartesi

Bekleme Salonları, Kafeler ve benzeri yerlerde yıllar öncesinden kalmış, yıpranmış dergiler!

Yüzlerce liraya muayene olacağım doktoru beklerken salondaki sehpada 4 yıllık parasız dergiler görünce kızmak yanlış mıdır?

Parayla satılan çeşitli dergilerin yıllar öncesine ait sayıları bir yana, Ikea mağazası kataloğu, THY dergisi Sky Life, LC Waikiki mağazası kataloğu, üstelik 3-4 yıl önceki sayıları.

Bunu yapan kafe ve restoranlar da var. Hatta öyle ucuz yerler de değil. Bayağı orta ve üst fiyat uygulayan ticari yerlerde de aynı şey yapılıyor.

Hadi gidip yenisine verecek paranız yok, cebinizde akrep var, gidin bir sahafla, eskiciyle anlaşın, hiç olmazsa son 12 ayda çıkmış ikinci el dergileri getirsin size.

Bu kadar mı cimrilik olur?


5 Eylül 2012 Çarşamba

TL'den itibaren, Yarı Fiyatına


Filanca TL’den itibaren diye bir laf var. Reklamların pek sevilen öğesi. Okuyan da bir şey var sanıyor.

Demek istiyorlar ki; “bir iki tane o fiyata da var ama bulursan alırsın”. Okumayı sürdürünce o sayıya bakıyorum, işin asıl fiyatı onun en az iki, üç katı oluyor.

100.000 liradan başlayan konut reklamı görürseniz, binanın kapıcı dairesi yanında, bodrumunda, bir yerlerinde bir iki tane o fiyata vardır ama zemin kat, 1. Kat, üst katlara çıktıkça olur 150, olur 250. Ne kadar çok katlıysa çık çıkabildiğin kadar.

500 Euro’dan başlayan fiyatlarla gemi tatili ilanlarına bakınca düşünüyorum; makine dairesinin yanında bir yerlerde, iç kamaralar, camı, penceresi olmayan, ışık görmeyen kamaralardan bir kaçı o fiyata olabilir. Üst katlara çıkıp, küçük bir delikten dışarıyı görmek isteyenler 1500, balkonlu kamara düşünenler 2500 Euro’yu gözden çıkarmalılar.

Bir de “sınırlı stoklar” muhabbeti var. Ürün veya hizmet yarı fiyatına satılıyormuş gibi fiyatlandırılmış. Altındaki küçük stok sayısına bakın; 10, 20 bilemediniz 100 adet'le sınırlandırılmış. Sen gidene kadar onlar biter, fiyat olur iki katı. Üstelik stoğu tüketip tüketmediğini nasıl bileceksin? Saydırır mı?

Pazarlama ve reklamcılık tüketim toplumunu bu sloganlarla yarattı ama böyle gitmiyor, gidecek gibi de değil. İnternet sağolsun artık bu laflara karnımız doyuyor. Hangi ürünü, dünyanın neresinden kaça alırız? Gayet iyi öğrendik artık. Yaş tahtaya basmak yok! 

Dergiler; Parayla satın alınan reklamlar



Dergicilik öyle güzel bir sanat ve ticaret ki; reklamları parayla satıyorsunuz. Alan da fark etmeden reklamları izliyor. Yalnızca parayla verildiği açık, tam sayfa, yarım sayfa tasarım reklamlar değil, habermiş gibi kaleme alınmış yazılı içeriğin de pek çoğu reklam aslında. 

Öyle bayan dergileri var ki ağırlığı yüzünden öyle çantanıza koyup gidemezsiniz. Onlarca sayfa tam sayfa reklam var yalnızca içinde. Diğerleri de cabası.

İlk sayfalarda kısa haberler hep bir ürün veya hizmetin tanıtımı. Sonraki sayfalardaki yazılar da öyle. Tamamına yakını ürün veya hizmeti piyasaya sunan şirket tarafından tasarlanmış. Çok sonra, belki dergilerin yarısından sonraki sayfalarda ancak anı, inceleme ve benzeri yazılar var. 

Pek çok konudaki dergiye bakıyorum ülkemizde bir tekneyi, bir motosikleti, bir otomobili, telefonu, televizyonu, her neyse bir teknolojik ürünü hakkıyla test eden, tarafsız değerlendiren bir bölüm yok.