13 Ağustos 2012 Pazartesi

50 liralık lahmacunu yiyen o, ödeyen sen!




Yazının başlığı “Bireysel emeklilik şirketlerinin giderlerini ve karlarını siz ödersiniz”. Ali Tezel bir okur mektubuna verdiği yanıta başlık olarak kullanmış.

Sadece Bireysel Emeklilik Şirketlerinin mi?

Ülkedeki ve dünyadaki tüm şirketlerin, tüm girişimcilerin!

Hiçbir şirket giderini ve karını kendisi karşılamaz veya bir yerden bulmaz, hepsini biz öderiz. Müşteri!

Ne satın aldıysak? Mal veya hizmet. Ödediğimiz tutarın içinde, o şirketin giderleri ve karı da vardır.

Yaptıkları reklamlar, araştırma geliştirme giderleri, verdikleri rüşvetler, yaptıkları yatırımların tümü, hepsini biz öderiz. Koskoca üretim tesislerini kendileri finanse etmezler. Sattıkları ürünün içinde onun payı da vardır ve müşteri öder onu da.

Bedava hiçbir şey yok! Yolda yürürken bile öderiz. Yol kenarındaki panoda yer alan reklamdaki ürünü satın alırız, o reklamın bedelini de biz öderiz.

Bedava TV izlediğimizi sanırız, çok fena yanılırız, aradaki reklamda tanıtılan ürünü aldığımızda, o reklam için ödenen bedel, oyuncuların, yönetmenin maaşı, yapımcının karı, dizinin çekildiği mekanın kirası bizden çıkar.

50 liraya satılan lahmacunu da biz öderiz. Bizim ödediğimiz tutardan elde edilen karlarla 50 liraya lahmacun yerler, milyonlarca dolarlık villalar, yalılar alırlar, yüz binlerce dolarlık otolara binerler.

Acun kardeşimiz önceki ve yeni kanalından 10 milyonlarca ücret almaz, bizden alır… sms çekeriz, program aralarındaki reklamlarda yer alan ürün ve hizmetleri satın alır, biz öderiz onun maliyetini, yatırımını, karını.

Uluslar arası sanatçılar, iş adamları, bizden aldıklarıyla, dünyanın ilkleri sıralamalarında yükselirler veya alçalırlar.




Hiç yorum yok: