15 Aralık 2012 Cumartesi

Yiyecek İçecek Hizmeti Veren İşletmeler Daha Çok Kazanmak İçin Neler Yapmalı?


Daha çok kazanmak için ne yapmalı, nasıl yapmalı?

Restoranlar, kafeler, yiyecek-içecek satışı yapan işletmeler için müşteri bakışıyla çeşitli öneriler.

Müşteriyi 2. Kez tekrar, bir daha getirmek her şeyden önemli. Günlük hareket etmek, yüksek risk altına girmektir. Amaç her zaman satılan şeyin tekrar satılması olmalıdır. Süreklilik bir işletmenin, bir girişimin asıl hedefidir. Deneyiminden mutlu olmamış bir müşteri, ikinci kez gelmez, ilk kez gelecek veya tekrar gelecek müşterilere de kötü deneyimini aktararak müşteri kaybına neden olur.

Müşterinin, aldığı ürünü, aldığı keyfi, aldığı olumlu karşılığı, dostlarına, arkadaşlarına önermesi önemlidir. En iyi reklam; ürünü, hizmeti satın almış, parasının karşılığında iyi, güzel bir şey elde etmiş insanın, “yaşadığı deneyimi” diğer kişilerle paylaşmasıdır. Müşteri kapıdan içeriye adımını atarken rahat, endişesiz girebilmelidir. Çıkarken ödediği para yüzünden gözü arkada kalmamalı, aldığı hazzı da kolay kolay unutmamalıdır.

Tadım menüsü, çeşitli tadım menüleri hazırlanmalıdır. Mekana ilk kez gelen kişiye yapılacak en iyi tanıtım çok çeşidin az miktarda birlikte verildiği tabaklardır. O mekana giren kişi, diğer mekanlardan, rakiplerden farklı, diğer mekanlarda olmayan neleri tatmalı, hangi çeşitleri görmeli, deneyimlemelidir? Onlar seçilmeli, birer lokma ile hoş bir görünümle, bir derleme halinde, tek tabakta sunulabilmelidir. Bir daha gelmesi istenen müşteri bu şekilde yaratılmış olur.

Menü tabağı da hem müşteri hem de işletme için avantajlı, sürekliliği teşvik eden uygulamadır. Büyükçe düz tabakta servis edilen ikişer kaşık veya yarım porsiyonlardan oluşan, ana yemek, makarna, pilav vb. çeşitleri, ekonomik fiyatla, yapılan paket satış demektir.

Tencere kapakları kapalı olarak bekleyen yemekler, en kaliteli malzemeyle, en iyi biçimde de hazırlanmış olsalar da, bir anda hızla görünmedikleri için, kaçırılan satış demektir. Vitrin, tezgah iyi aydınlatılmalıdır. Müşterinin gözüne tutulan ampuller değil, ürünü, yemeği, çeşitleri aydınlatan yöntemler seçilmelidir.

İnternet sitesi olmazsa olmaz. Ne satarsanız satın, nerede olursanız olsun, internette, iyi tasarlanmış ama gerçekten iyi tasarlanmış bir siteniz olmalıdır. O da yetmez, toplu alışveriş sitelerinde de (sahibinden.com, gittigidiyor.com, yemeksepeti.com vb.) kesinlikle bir dükkan açılmalı, birer ilan sayfası olmalıdır.

İnternet reklamları. Tüm arama motorlarında öne çıkacak biçimde reklamlar verilmelidir. Her türlü harita uygulamasında, işletmenin internet sitesine link veren birer nokta işareti olmalıdır.

Foto panolar. Dünyaca yaygın restoran zincirlerinin bu uygulamaları kusursuzdur. Bu işte tasarruf olmaz, yanlış olur. En iyi sonucu alabileceğiniz, en iyi görüntüyü sağlayan, ışıklı panolarda tüm çeşitlerin profesyoneller tarafından çekilmiş ve basılmış fotoğrafları duvarlarda yer almalıdır. Ürünlerin en iyi halinin görüntüsü, sonsuza kadar müşterinin iştahını kabartır. Ürünün kendisinin bekletilerek örnek oluşturması kesinlikle yanlıştır. Vitrinlerde bekletilmiş sandviçler, porsiyonlar, on dakika içinde tazeliğini kaybeder, görüntüsü her dakika daha da kötüleşir. Satılacağı varsa satılmaz. Düşünün, hiçbir büyük restoran zincirinin böyle bir şey yaptığını gördünüz mü? Kasaların arkasındaki panolar yerine ürünlerin tabaklarda tezgaha dizili bekletildiğini düşünün. Olacak şey değil. Onlar da zaten öyle yapmıyorlar ve en iyi fotoğrafların en iyi biçimde basıldığı ışıklı panolarla işi götürüyorlar.

Fotoğraflarda alt yazı unutulmamalıdır. Duvar panosu, basılı reklam, menü vb. tüm fotoğraflarda, herkes biliyor olsa da, o ürünün ne olduğu, kaça satıldığı, köfte fotoğrafında “köfte” yazısı, köftenin fiyatı yer almalıdır. Fiyatı olmayan, adı bulunmayan ürün fotoğrafı her an yanlış algılanabilir, fiyatta şüphe, satışın kaybedilmesi riski taşır.

Fotoğraflı menü. Masalarda duran, müşteriye verilen, adreslere dağıtılan, tüm menülerde ürünlerin tümünün fotoğrafları yer almalıdır.

Porsiyonların, bardakların, fincanların miktarı. Satışı yapılan her ürünün, porsiyon esasına ve yapılıyorsa, paket esasına göre gramajları, litreleri belirtilmelidir. Şeffaflık her zaman güven verir. Gramla satılan döner sandviç, pilav, köfte her zaman müşterinin ödediği paranın karşılığını eksiksiz, tam olarak aldığı güvenini verir. 50, 70 veya 100 gram olsun, sandöviçin, pidenin içindeki döner, rahatlıktır, gözünün önünde tartılır, yenirken huzur verir. Pilavın gramı olur mu demeyin. Pilavı gramla tartan, hak geçmesin diyen lokantacı, her zaman iyi anılacaktır.

Ürün için kullanılan malzemelerin tümü açıklanmalı, tek tek sayılmalıdır. Vitrinde sergilenenler olsun, menüde listelenenler olsun, tüm ürünlerin hangi malzemelerle üretildiği belirtilmelidir. Yağından, suyuna, tuzundan, şekerine unutulmamalıdır. Mümkünse yöresi, nereden sağlandığı belirtilmelidir.

Fiyatlı menü. Mekanda bulunan, adreslere dağıtılan tüm menülerde ürünlerin fiyatları bulunmalıdır. Menü yer almayan bir masa, bir duvar, bir işletme düşünülemez. Mümkünse masalarda kullanılan servis altlıkları, cam katman varsa, altına yerleştirilmiş sabit menü, her iki taraf için de kolaylıktır. Oturduğu sürece gözünün önünde bulunan listedeki ürünler her an müşteriden sipariş alma potansiyeline sahip olur.

Kablosuz Çağrı Sistemi: Masalarda birer adet çağrı cihazı bulunur ve müşteri, servis veya hesap isteğini düğmelere basarak iletir. Garson ekranda veya kolundaki cihazda çağrı yapan masanın numarasını okur ve ilgilenir. Kaçak olasılığı düşer, müşteri garson aramakla uğraşmaz, etkin ve basit bir yöntemdir. Müşteri için kolaylıktır, mekan için çekicilik demektir.

Kablosuz sipariş sistemi: Garson’lara verilecek birer el terminali ile doğrudan mutfağa sipariş verilir. Yazılı ve kayıtlı hareket etmenin getirisi büyüktür. Kontrol ve etkinlik sağlanır. Siparişler hızla yerine getirilir.

Her yerde rastlarız; kirli bardak, fincan, yemekte kıl, saç. Garson’a söylemeye korkarız. Söylersek, biz suçlu çıkarız. Böyledir Türk garsonu. Bakar, bakar… inceler. Büyük ihtimal itiraz eder. Belki kabul eder değiştirir, yenisini getirir. Ama ses çıkarmaz. Özür hiç dilemez. Oysa müşteri ne derse desin. Hemen özür dilenmelidir. Her neyse, geri alınmalıdır, değiştirilmelidir. Yenisi servis edilmelidir. Üstelik yanına bir de özür armağanı getirilmelidir.

Hiç yorum yok: